Aklı olan, çenesini kapar, siktir olur gider.
(...)
Sonuçta en keyifli dönem, gidilen her yeni yerde henüz bir yabanı olmaya devam ettiğiniz zaman dilimidir.
(...)
Ama mademki o, yani hasta, gerçek hayatta, yatağında dilediği yöne dönme hakkına sahip, bizim de o zaman kendimizi bir o yana bir bu yana ama hakkımız olmalı, elimizden gelen de yalnızca bu zaten, kendimizi kaderimize karşı savunmak için bulduğumuz biricik çare bu. Kimse acısını yarı yolda bir yerlerde ekmeyi boşuna hayal etmemeli. Boş bulunup da evlenmiş olduğunuz çirkin mi çirkin bir eşe benzer, Acı denen o şey. Ömür boyu onu pataklama uğruna kendini tüketmektense onu azıcık olsun sevmeye gayret etmek daha akıl kârı olabilirdi belki de. Değil mi ki onu cehennemin dibine yollayamayacağınızı daha baştan kabullenmişsiniz?
Louis-Ferdinand Cêline, Gecenin Sonuna Yolculuk, (çev.Yiğit Bener), İstanbul; YKY, 2011(8.Baskı), s.384