| Vitruvius Adamı Leonardo Da Vinci 1492 |
Bu tanımlamaya çalıştığım dünyada,
Ne olduğumdan ve nerede
olduğumdan habersiz, kayboldum!
Issızlığı aydınlatan şu uzak
güneş, yükseliyor!
Uzayan dünyevi şekil,
odaklandığım manzaralarda kendimi arıyorum,
Tasarım içinde,
Desenlerinde manzaralar
örülmüş bir dünyayı tanımlamaya çalışıyorum.
Bir dekorun ne anlama
geldiğini kavrıyorum,
İpin ucunu yakaladığım bu
sahte gerçeklik!
Gözlerimle dokunduğum
nesneler zihnimde anlamını yitiriyor
Var olma amacı çözülüyor...
Gerçek nedir?
Gerçeklik nedir?
Adına gerçeklik dediğimiz bu
doğa bir kafes mi?
Nasıl onun bir parçası oldum?
'Bu büyük müesseseye ilgim
nasıl başladı?'
Ben, kendimi, nasıl kendimde
buldum?
Varlığım benden bağımsız
cereyan etmiş olsa da,
Sonsuz geçmiş zaman içinde,
Şimdiyi nasıl anlamayı
başardım?
Var olmakla neyi kast
ediyorum?
Doğanın hakimiyetiyle
savaşıyorum
İrademden ve
içgüdülerimden arta kalan güçle,
Gölgelerde izliyorum; şu uzak
diyarı
Kategorize edilmiş organik
şekiller,
Adına insan dedikleri...
Baktıkça benziyorum onlara,
neliğimi keşfediyorum
Gözlerimle dokunduğum
görünüşler parçalanıyor...
Yalanlara sığınan gerçek,
karanlık içinde çıplak kalıyor...
Akıl tutulması ruhu
yargılıyor...
Üzerime dökülen var oluştan
sıyrılmaya çalıştıkça bulanıyorum
Gerçeğin ve yalanın birlik
kuran çelişkisine
Karanlığı yakarak ışığı
besliyorum,
İnsan tasarımı dünyevi
cehennem
Şimdi ruhum yanıyor....
Ölümün doğduğu çağ başladı.
Bilim metafizik dünyayı
fethetti.
Beni bir damar gibi ören bu
kablolar
Elektriksel refleks içinde
harekete geçiyor..
Kablolarım içinde akan enerji
haraketimin kaynağı
Biyo-mekanik ara form
Sıcak tenim soğuk metale
dönüşüyor
Duygularımı öldürmem
emrediliyor
Kendimle bir olmanın savaşında
Kendime karşı despotizme
varıyorum.
Düşüncelerimde ilerliyor,
doğaya saldırıyorum.
Zihin resmimi yeniden
boyuyorum
Fenomenlere karşılık gelen
ifadeler,
Sessiz kafiyelerde cümlelere
dönüşüyor
Gözlerimde sahnelenen görünüm
dünyası karışıyor.
Kaleydeskopik görüş
Kendi fişini çekmek istemeyen
makinelerin
Yapay zekadan yoksun olduğu
bir çağda
İnsanlık çöplüğünde paslanmaya
devam ediyorum.
Biyo-mekanik toplum inşa
ediliyor
Evrenin büyüklüğü zamanın
genişliğiyle eşitleniyor
Kızıl ötesi mesafeler
Formatlanan evrensel
bilinçaltı
Zihne yüklenen imgeler,
Köleliğin öğretildiği okullar,
İnancın tamir edildiği servis
tapınaklar
Kitlelerin işe koşulduğu
fabrikalar
İşte geleceğin yeni cesur
dünyası
Biyo-mekanik akıl
Yükselen medeniyetin hipnotize
eden değerleri arasında arıyor gerçekliğini
Anlamından çözülen kelimeler,
Aklı saydamlaştıran
görüntüler,
Boşluğun tüm yankısı mekanik
bedenler içinde dalgalanıyor...
Bu soğuk metalik bedenin sesi,
Oksitlenen davranışlara eviriliyor...
Programlanmış duygular,
Kategorilere ayrılmış
davranışlar,
Bu içi boş dünyanın kayıtlarıyla
yaşarken
Zaman içinde, tüketmek için
üretilmiş insanlık çağı başlıyor
Borsalarda değişen rakamlarla
manipüle edilen sosyal düzen yıkılıyor içten içe!
Ve distopik demokrasiler,
Yığınların değersiz ruhlarıyla
yükseliyor.