''Kötü bir yazarın iyi bir sözünü alıntılamaktan asla utanmayacağım.'' Seneca, Ruhun Dinginliği Üzerine, 11.8

Türklük

1903'te Bizans harabelerini gören Ohri'li Slavca konuşan köylülerle yapılmış bir söyleşi, Türklük ve Müslümanlığın popüler zihniyette nasıl birleştirildiğini örneklemektedir. Bu harabeleri kimin inşa ettiğini bilip bilmedikleri sorulduğunda şu cevabı vermişlerdi: ''Özgür adamlar, atalarımız.'' Röportajı yapan, ''Onlar Sırp mı, Bulgar mı, Yunan mı, yoksa Türk müydü?'' diye sorduğunda, çocuklar şu yanıtı verdiler: ''Yok, Türk değildiler; Hristiyandılar.'' ''Osmanlı'' karşılığı olarak kullanılan ''Türk'' sözcüğünün, Avrupalılara özgü bir kullanım olduğunu da belirtmek gerekiyor. Osmanlılar 19. yüzyılın epeyce ileri dönemlerine dek ''Türkleri'' kültürsüz, ''hödük'' veya ''taşralı'' olarak görmüşlerdi. 

Virginia H. Aksan, Kuşatılmış Bir İmparatorluk Osmanlı Harpleri 1700-1870 (çev. Gül Çağla Güven), İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., 2010, s.27